DOĞU EKSPRESİYLE KARS(Değil
Son zamanlarda her yerde KIŞIN PARLAYAN YILDIZI KARS!(?) şeklinde yazılar görmeye başladım. İnsanlar anlatıyor Kars şöyle güzel, böyle güzel.. Bence değil mi? Tabii ki de güzel. Bir sonraki yazımda ben de sizileri Karsa götüreceğim ama ondan önce bir durağımız var.
Kedinin damdan
dama atlarken donduğu şehir desem bilebilir misiniz?
Peki ya
sizlere bir türkü mırıldansam?
Hele dadaş
hoş musan
Dolu musan
boş musan
Ayakların
yan basir
Yoksa sen
sarhoş musan
Evet, türkümüzdende anlaşılacağı üzere bugünkü yazımıza konu olan şehrimiz Dadaşlar diyarı Erzurum.
Erzurum
denince akla ilk gelenler; soğuk, dadaş, oltu taşı, palandöken ve kayak
olabilir ancak bunlardan daha da önemlisi Erzurumun milli mücadeleye olan
katkısı. Burada sizlere tarih dersi anlatacak değilim ama yinede Erzurumun en
azından yakın tarihini araştırmanızı öneririm.
Şimdi gelelim Erzuruma ulaşım konusu.
Ulaşım için
benim tavsiyem hiç şüphesiz Doğu Ekspresidir. Vaktiniz varsa mutlaka Doğu
Eksperesiyle gitmenizi tavsiye ederim. Vaktim yok diyenlerinizide Erzurum
havalalimanı bekliyor olacak. www.erzurum.dhmi.gov.tr sitesinden aldığım bilgiye göre
İzmir, İstanbul, Ankara, Antalya illerimizden günde toplam 15 uçak geliyor
Erzuruma. Erzurum havalimanı şehir merkezine yakın sayılabilecek bir uzaklıkta.
40-50 lira gibi bir ücretle taksiye binebilir ya da belediyenin servislerini
kullanabilirsiniz. (https://ulasim.erzurum.bel.tr/sefer.aspx?mid=6&kod=hvn)
Erzuruma geldik ne yapalım?
Bu sorunun
cevabı için sizlere kendiminde kullandığı bir harita-rota bırakıyorum iki gün
içinde şehir merkezini gezebilir trenle Karsa devam edebilir veya geri
dönebilirsiniz. Vakti kısıtlı olan arkadaşlarıda havalimanına doğru alalım.
İlk durağımız Gar binası
Cumhuriyet
döneminin ilk yapılarından biri olan Erzurum Tren Garının yapımına 1933 yılında
başlanmış ve bundan 6yıl sonra 1939 yılında ilk trenini karşılamıştır.
Gar binasının içinde sizlere demiryolu nostaljisi yaşatacak olan bir demiryolları müzesi bulunuyor. Erzurum Gar Mürdürlüğü bünyesindeki müzede, 1900lü yılların başından itibaren demiryolu hizmetlerinde kullanılan çeşitli belgeler ve araçlar bulunuyor. Müzede bulunanlara örnek vermek gerekirse ilk olarak sizi kapıda karşılayan buharlı lokomotife bir selam vermek gerekir onun dışında ise 1939 yılında ilk trenin gelişi için yapılan törenden fotoğraflar, açılış anısına bastırılmış madalyalar, demiryolu çalışanlarının kullandığı aletler, o dönemlerde haberleşme için kullanılan telgraflar, manyetolu telefonlar gibi tam 320 parça eser bulunuyor.
2 Kongre Binası
Bina ilk olarak 1864 yılında Mıgırdiç Sanasaryan
tarafından yaptırılmış ve Sanasaryan Koleji (Ermeni Kız Yatılı Okulu) olarak
hizmet vermiş. Cumhuriyet öncesinde satın alınarak devlete kazandırılan bina,
23 Temmuz 1919 tarihine gelindiğinde ülkemiz için önemi büyük olan Erzurum Kongresine
ev sahipliği yapmış. Kongreden yaklaşık 5yıl sonra 1924 sonlarında büyük bir
yangın geçirmiş ve ahşap kısımları tamamen yanmıştır. Yangından sonra onarılan bina,
zaman içerisinde ilkokul ve lise olarak hizmet vermeye devam etmiş. 2011-2013
yılları arasında TBMM tarafından yapılan son restorasyonlar sorasında Kültür ve
Turizm Bakanlığına devredilen bina günümüzde Kongre Binası Atatürk Resim Heykel
Müzesi ve Galerisi olarak hizmet vermekte.
Binanın üst katında bulunan salonda kongre üyelerinin fotoğrafları, biyografileri sıraları ve önemli kongre belgeleri sergilenmektedir.
3 Taşhan
Taşhan
adıyla anılan Rüstem Paşa Kervansarayı, Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamı
Rüstem Paşa tarafından 1561 yılında yaptırılmıştır. Yaptırıldığı zamanlarda
Yolcuların gece ve gündüz, her türlü ihtiyaçlarının karşılandığı bu Kervansaray
günümüzde geçmişten gelen bir avm gibi kullanılmakta. Oltu taşı üreticileri ve
satıcıları başta olmak üzere değerli taşların alışverişinin yapıldığı çeşitli
dükkanları içinde bulunduran Taşhan Erzurumda yöreye özgü alışveriş
yapabileceğiniz yerlerin başında geliyor.
4 Erzurum Kalesi ve Saat Kulesi
5. yüzyılda
Roma imparatoru Teodosyus tarafından yaklaşık 2000metre yükseklikte bir tepe
üzerine inşa edilen Erzurum Kalesi 11.yüzyılda Türklerin eline geçmiştir. Günümüzde
8burcu ayakta kalan kalenin duvar kalınlıkları 2-2,5 metre arasında
değişmektedir.
Kaleye kadar gelmişken üşenmeyip dar merdivenlerden saat kulesine çıkarsanız sizleri harika bir manzara bekliyor olacak.
5 Çifte Minareli Medrese
Erzurum’un
sembolü haline gelen Çifte Minareli medresenin, bazı kaynaklarda Selçuklu
Sultanı Alaaddin Keykubad’ın kızı Hüdavend Hatun tarafından, 1253 yılında
yaptırıldığı söylensede Kitabesi olmadığından, kimin yaptırdığı ve yapılış
tarihi kesin olarak bilinememektedir.
İki katlı ve açık avlulu olan medreselerin en büyüğü olan Çifte Minareli Medresenin en gösterişli bölümü ön cephesidir. Taçkapının iki yanından yükselen çifte minareleri mozaik ve çinilerle süslenmiştir.
6 Üç Kümbetler
Erzurumun bir diğer sembolü haline gelen üç kümbetler
anadoluda bulunan anıt mezarların en güzel örnekleri arasında yar almakdur.
Sekiz köşeli yapılar halinde üç mezardan oluşan yapılardan en büyüğünün
Saltuklu Devletinin kurucusu Emir Saltuk’a ait olduğu sanılmakta. Kümbetlerin
diğer ikisinin kimlere ait olduğu bilinmezken 14.yüzyılda inşa edildikleri
tahmin edilmektedir.

7 Erzurum Evleri
13Eski
Erzurum evinin birleştirilmesiyle oluşturulmuş bir müze-restoran diyebiliriz.
İçeriye giriş paralı ancak bir şeyler yer içerseniz giriş için verdiğiniz ücret hesabınızdan düşülüyor. Erzurumun yöresel yemeklerini yiyebileceğiniz üstüne çayınızı içerken şekerinizi kıtlayabileceğiniz harika bir yer.
8 Lalapaşa Camii
Lala Paşa
Camisi; Erzurumda Osmanlı döneminde yapılan ilk cami olma özelliğini taşıyor
hal böye oluncada şehirde inşa edilen diğer Osmanlı camilerinde model olmuştur.
9 Yakutiye Medresesi
Erzurum
Etnografya Müzesi olarak hizmet veren Yakutiye medresesi 1310 yılında
yapılmıştır. Medresenin içindeki odaların kapıları derse girerken hocanın
önünde eğilinmesi gerekliliğiyle, ancak eğilerek geçilebilecek kadar büyük
yapılmıştır.
10 Atatürk Evi
Ulu
önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Erzurumda bulunduğu süre içinde iki ay
boyunca kaldığı ve Erzurum Kongresi çalışmalarını sürdürdüğü ev 1984ten bu güne
müze olarak hizmet vermekte.
Bonus: Hakem Amcanın evi (Paşabey Konağı)
Üç kümbetlerin karşısında bulunan tarihi konakta
yaşayan Hakem amca köylerden topladığı ve atalarından kalan eski eşyaları
evinde sergiliyor. Burası bir müze, restoran ya da otel değil. Burada Hakem
amcanın misafirisiniz önce konakta bulunan her eşyayı zevkle anlatır sonra çay
yapar, yemek yapar ve hatta kalacak yeriniz yoksa birde yatak yapar sobanın yanı
başında sıcacık uyursunuz.
Ne yemeli?
Erzurum
denince akla ilk gelen yiyecek şüphesiz Cağ Kebabıdır. Bunu Kadayıf Dolması
izler ve sonrasında da kıtlama şeker gelir.
Bu üçlüyü yemek için benim tavsiyem Cağ kebabının
mucidi olduğunu söyleyen Koç Tortum Cağ Kebaptır. Burada siz dur diyene kadar
kebaplar gelmeye devam eder. Masaya sürahiyle gelen ayranlar, şalgamlar ve bittikçe
yenilen mezelerin hepsi ikramdır. Sahibi çok iyi bir esnaf olduğu gibi aynı
zamanda da şairdir. Restoranın duvarlarında, saatin altında ve hatta lavobodaki
aynasında bile bir dörtlük görürsünüz. Duvarları süsyelen sadece sahibinin
dörtlükleri değil; daha önce burada yemek yemiş ünlülerin fotoğrafları, salonun
ve bulunduğu caddenin geçmiş yıllarda çekilmiş siyah beyaz fotoğraflarıda duvarlarda
ve hatta masanızdadır.
Bir diğer alternatif yöresel Erzurum yemekleridir. Hıngel, ekşili dolma, kesme çorbası, ayran aşı ve şalgam dolması gibi diğer bir çok yöresel yemeği yörenin evlerinin içinde Erzurum evlerinde yiyebilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder